“Muhalefet unsurları sadece Meclis üzerinden muhalefet etme yanlışına bir kez daha saplanmış görünmektedir” 

“Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek, tek hedef olarak 2019 seçimlerini görmek doğru değildir” 

“Bir an evvel harekete geçmek ve 2019’dan önce erken seçimle iktidar değişikliğini sağlamak zorunludur” 

“Muhalefetin tüm gündemi AKP endeksli okuma alışkanlığı; hükümetin 13 yıldır kamuoyunu manipüle edebilmesine imkân tanımaktadır”

Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı, CHP’li Umut Oran, muhalefet unsurlarının sadece Meclis üzerinden muhalefet etme yanlışına bir kez daha saplanmış göründüğünü belirterek, ““Muhalefetin tüm gündemi AKP endeksli okuma alışkanlığı; hükümetin 13 yıldır kamuoyunu manipüle edebilmesine imkân tanımaktadır. Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek, tek hedef olarak 2019 seçimlerini görmek doğru değildir. Bir an evvel harekete geçmek ve 2019’dan önce erken seçimle iktidar değişikliğini sağlamak zorunludur. Aksi her durum, Cumhuriyet yıkıcılığına “meşruiyet” kazandırmak dışında bir sonuç doğurmayacaktır” uyarısında bulundu. 

Seçimler sonrasında yaşanan gelişmeler ve muhalefetin tepkisini yazılı açıklamayla değerlendiren Umut Oran, artık farklı yöntem izlemenin zamanının geldiğini ifade etti. Umut Oran, bugün yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

Demokrasiyi sadece “sandık” olarak tanımlayan AKP, geçen 13 yılda yaptığı gibi, 1 Kasım seçimlerinden sonra da yandaş medya ve gizli-açık propaganda timleri, trolleri aracılığıyla kitleleri yönlendirmeye devam etmektedir.

Gündemi sürekli meşgul etmek, her konuyu karikatürleştirmek ve kamuoyunun dikkatini dağıtmak için sonu gelmez bir haber bombardımanı yaratan AKP, uyguladığı bu ve benzeri yöntemler sayesinde her şeyi normal göstermektedir.

Şaşırma eşiğinin sürekli yükseltildiği AKP döneminde, muhalefet partilerinin reflekslerinin de dejenere edildiği ortadadır. “Takipçilik” olarak nitelendirilebilecek, muhalefetin tüm gündemi AKP endeksli okuma alışkanlığı; hükümetin 13 yıldır kamuoyunu manipüle edebilmesine imkân tanımaktadır.

Sadece 7 Haziran-1 Kasım süreci incelendiğinde dahi görülebilecek olan bu durum, 1 Kasım seçim sonuçlarının açıklanmasından beri hız kaybetmeden devam ederken, muhalefet unsurları sadece Meclis üzerinden muhalefet etme yanlışına bir kez daha saplanmış görünmektedir.

Oysa demokrasi sadece sandığa indirgenemeyeceği gibi muhalefet de Meclis sıralarına hapsedilemez. Sayısal üstünlüğü sayesinde, geçen 13 yılda yüzlerce örneği yaşanan AKP yıkıcılığı; el kaldırıp indirmekle ya da kürsü polemikleriyle engellenemez. Mevcut sandalye dağılımı AKP’nin sadece Meclis içinden değil aynı zamanda Meclis dışından da yapılacak muhalefetle dizginlenebileceğini göstermiştir.

Yapılması gereken şey alternatif yollar üretmeye vakit ayırmak, demokrasinin ayrılmaz parçası olan örgütlü mücadeleyi tüm yurt sathına yaymak ve cehenneme dönmüş Türkiye’yi yeniden demokrasi yörüngesine oturtmaktır. Bu noktada AKP propaganda makinesinin yalanlarından, iftiralarından, algılarından korkulmamalıdır. AKP; “Kabataş Gelini” yalanında, “Camide içki içtiler!” iftirasında olduğu gibi olmayanı varmış gibi pazarlamakta ustadır. AKP, ölümüne yol açtığı çocukları yuhalatıp muhtemelen kendi adamlarına kırdırttığı fayansları, fıskiyeleri çarşaf çarşaf manşete taşıma konusunda da büyük maharet sahibi olduğunu defalarca göstermiştir.

Hemen 7 Haziran öncesinde beni de hedef alan iftira kampanyasında görüleceği şekilde amaca giden yolda AKP için her yol mubahtır. Çamur atarak siyaset yapmak son 13 yılın ana yöntemlerinden biri olmuştur. Fakat her şeye rağmen mücadele etmek de her yurttaş için zorunluluktur.

TBMM’de temsil edilen muhalefet partileri bir an evvel 13 yıldır yapılan yanlışlardan arınmalı ve Türk toplumunu 81 ilde, 957 ilçede, binlerce köyde ve yüz binlerce sandıkta örgütlenmeli, mücadeleyi hayatın her alanına yayarak demokrasiyi “sandık-Meclis” yanıltmacasından kurtarmalıdır. Sürekli aynı şeyleri yaparak farklı sonuç beklemek, tek hedef olarak 2019 seçimlerini görmek doğru değildir. Türkiye’nin sürüklendiği bölücü ve gerici uçurumdan kurtulmak için bir an evvel harekete geçmek ve 2019’dan önce erken seçimle iktidar değişikliğini sağlamak zorunludur.

Aksi her durum, Cumhuriyet yıkıcılığına “meşruiyet” kazandırmak dışında bir sonuç doğurmayacaktır.

Print Friendly, PDF & Email